27 Şubat 2011 Pazar
Beşiktaş'ta Çete Olmazmış !
Şu günlerde Portekizli futbolculara güzelleme niyetiyle yapılan "Çete" yakıştırması bir zamanlar yine Beşiktaş'ın gündemindeymiş.21 Haziran 2001 tarihli Fotomaç gazetesi haberi çok güzel bir başlıkla vermiş.
25 Şubat 2011 Cuma
Seninle İlk Defa
24 Şubat 2011 Perşembe
Avrupa'nın En Çok Kazanan Ligleri
The European Football Merchandising Report 2010 açıklandı. Bu rapor şunu ortaya koyuyor, kulüplerin elde ettikleri ürün gelirlerine göre mevcut bulundukları liglerin yine bu gelir kalemine göre değerleri.
Geç Gelen Bir Maç Yazısı ; Adanaspor:2 - Giresunspor:2
Düşme hattının gerginliği ve hırsı arasında kalmış iki takımın mücadelesi izleyenleri (tarafsız olanları) tatmin eden bir düzeydeydi dersek yanılmış olmayız. İlk 10 dakika da istekli olan Adanaspor sol bek Anıl ile sol koridoru, sağ iç (eskilerin sağ iç haf dediği) İzzet ile de, sağ koridoru kullanarak tabir yerindeyse “sağlı sollu” ataklarla Mbilla’yı beslemeye çalıştılar. Giresun ise geldiği ilk pozisyonda bir duran top organizasyonu ile (bu sefer çalışmamışından) Adanaspor’un adam paylaşımsızlığı yüzünden Ali’nin kafa ile aşırtması Aydın’ın da tek dokunuşu ile 14’te skoru 0-1’e getirdi.
Öz çocukları güneş altında kararan Adanspor’un ilk yarı boyunca en çalışkan ismi orjinden kara olan Kibong’du. Ofansta renkdaşları Fredrick ve Mbilla’yı desteklemeye çalışırken, orta sahada da Fahri’nin savurganlığını toparlamaya çalıştı.Ülkenin bayrak takımı Beşiktaş’a stoper veren Adanaspor’un forveti bu kadar paylaşımcı değildi ne yazık ki. Aldığı her topu sol ayağına güvenip kaleye göndermek isteyen Fredrik birkaç gol pozisyonunu harcasa da Mbilla’nın golüyle skorun 1-1’e gelmesi sayesinde bu unutuldu. Ortayı yapan isim İzzet , gecenin başarılı isimlerinden birisiydi.Giresunspor gerek öne geçtiğinde gerekse beraberlikte “ne koparsam” kardır mantığı doğrultusunda hep yaslandı.İlk yarı bitmeden ikinci kez gelen Giresun, direğe vurunca topu skor 1-1’de kaldı.Adanaspor ikinci yarı da yine atak başladı.Maç ilk yarının kopyasıydı desek yanlış olmaz.Adana bastırırken maçın iyisi (hatta genel anlamda takımın en iyilerinden) Anıl Karaer’den gereksiz bir top kaybı -ki en kritik bölgede- yine Ali’nin tek top ortası, Aydın’ın kafa vuruşu ile Giresun bir kez daha öne geçti. Savunmanın bu golde de “adam paylaşımı” ne demektir konulu bir sempozyuma katılması gerektiği gerçeğini görmüş olduk .
Kendi Kendine "Tokat" Attıran Futbolcu
Ünlü Maradona Toptan Anlıyor
21 Şubat 2011 Pazartesi
Eski Dost ; Jay Jay Okocha Röportajı (Fifa.com)
Nijerya , sen milli takımdan ayrıldıktan bu yana başka bir Jay Jay bakınıyor.Nijerya’nın başka bir dünya klasında ileriye dönük orta saha oyuncusu üretmesi için ihtiyacı olan nedir?
Ben öyle düşünmüyorum.Bilirsiniz, dostuk maçı; sadece dostluk maçıdır. Şimdi büyük bir turnuva yaklaşıyor bu yüzden dostluk maçına bağlı olarak yargılama yapamayız.Neden 8-0 kaybettiğimizde ki detaylara bakmalıyız. Ben her zamankinden ayrı olarak kaybetmiş olduğumuzu sanmıyorum.Biz sadece takımın yine böyle bir mağlubiyet almamasından emin olmak için bir dahaki sefere iyi hazırlanmayı ve bunun bize büyük bir ders olduğunu düşünüyoruz.
Aykut Kocaman Röportajı (1998 Süper Futbol Dergisi)
Sezonu bir değerlendirir misin?
İstanbulspor’a gelince, zaman zaman başarılı oldu, zaman zaman ise düşüş gösterdi.Bence yeterli olmayan bir kadroyla şampiyonluk peşinde koşuldu.Sonuçta 4. olarak UEFA Kupası’na katılma hakkı elde ettik.Bu bizim gibi yeni kurulmakta olan bir takım için önemli bir başarıdır.
İstanbulspor 2 yıllık bir takım.1. lige çıktığı ilk yılı saymıyorum.Çünkü bir adaptasyon süresinin geçmesi gerekiyordu.Son iki sezona bakarsak, 4 büyükleri yenebilen, hatta her takımı içeride ve dışarıda yenebilen bir takım da doğru İstanbulspor olmazdı.Eğer başarının kalıcı olması isteniyorsa , bir süreç izlenmesi gerekiyor.Bence İstanbulspor bu süreci geçiriyor.Bu gelecek sezon daha değişik olacak.
19 Şubat 2011 Cumartesi
Tuncay'ın İtalya ve İspanya Hayali
18 Şubat 2011 Cuma
17 Şubat 2011 Perşembe
16 Şubat 2011 Çarşamba
David Villa Röportajı
David Villa'nın İngiliz İndependent gazetesine verdiği röportajdan bazı kısımları çevirmeye çalıştım;
15 Şubat 2011 Salı
Aurelio Değil Arif
14 Şubat 2011 Pazartesi
Trabzonspor Şampiyon Olamazsa
13 Şubat 2011 Pazar
Gerçek Ronaldo 'dan Veda
3 kere FİFA yılın oyuncusu....
Ben Çocukken Bunları Çok Severdim
Ütmek-ütülmek, mızımak, kaptı kaçtı gibi terimlerin hayatıma girdiği 2 oyun.
Bu sakızın içinden araba resimleri çıkardı hastasıydı.Ama bunu normal haliyle değilde kurumuş çatır çutur ağızda kırılırken ki haliyle çiğnediğimi hatırlıyorum hep.
Şu sarı olanın oyuncağı vardı bende kim bilir şimdi nerede.Sonlara doğru bir beyaz gelmişti reyislik yapıyordu bunlara.Her biri de bir hayvandı.Siyah fil, sarı kaplan, filandı.
Eğer bir fen lisesi ya da anadolu lisesi kazanamadıysam ortaokul boyunca çoğunlukla yancı olarak gittiğim Berk Laser atari (biz ateri derdik gerçi) salonu yüzündendir. Mustafa mı dersin Tekken mi dersin.Bir futbol oyunu vardı balık vuruşu filan.Yedik ergenliği burada jeton peşinde.
Önce hüplet sonra gümlet aga, o kadar.
6 tane çekildi, dizisi yapıldı, çizgi filmi bile vardı.Hepsini de izledim.
Polis Akademisinin iki efsanesi, Takılböri (nasıl yazılıyorsa artık) de bambaşka bir adamdı yalnız.
Yemesi çileydi resmen.Bilmeyenler için şimdinin tofitasının daha sert hali.
Söze gerek yok,efsane hala dimdik ayakta...
Ekşinin ve tatlının bir arada olduğu en güzel tat...
Orta okul yıllarımda beton okul sahasının tozunu attırırken ayağımda emektar lig kramponlarım vardı.
Alışverişe gidince hep bu maymun logosu olan şeyler alırlardı.O zamanın lüks giyimiydi afedersiniz.
Bunlar ne kadar televizyona çıkardı ya.Ülkeler arası diplomatik mevzu çıkıyordu az kalsın.Bilmeyenler için Sarah ile Musa yazarsa google'a hikayeleri çıkacaktır.Şimdi ikisi de birbirinden ayrı hayatlarını yaşıyormuş.Olan bize oldu senelerce hikayelerinin akibetinin peşinden koştuk.
Ev tipi langırt gibi bir şeydi bu.Geriye doğru çek adamı bırak topu yollasın kaleye doğru.Bir de bunun penaltı çekişmelisi vardı.Resmini bulamadığım için koyamadım ama tek kişiyle oynandığı için de pek rekabet durumu yoktu haliyle.
Şimdi kolyenin içine bile şarkı yükleyip dinliyoruz anasını satayım ama bunun hastasıydım ya.Lise sona filan gelmiştim hala sağlam dururdu evde.Belki hala duruyordur.
Bunu kim bulduysa valla helal olsun.Bir ucu ağzına alıp üflüyorsun pota yada sepette ki topu havada tutmak için tık nefes olana kadar mücadele veriyorsun.Çocuk yaşımızda hayatın zorluklarına karşı dayanma iradesini bize öğretti.
Komik miydi lan bu? Komikti olm tabi.
Aslında bu meybuz değil de bizim Adana'da "eskimo" vardı. Bisiklette Selahattin amca yazları satardı.Bununla aynı görevi görürdü.O daha bir güzeldi
Çokomel hala var ve hala severim.Ama o zamanlar ayrıydı sanki tadı filan
Bu adam Savaş Ay'la A Takımı programına çıkardı sürekli.Anti-kahraman gibi bir şeydi.Kadınlara saydırır da saydırırdı e haliyle bizde gülerdik.
Aklım başımda izlediğim ilk Dünya Kupası öncesi oynadığım fifa serisinin bence en iyi oyunu.