29 Ocak 2012 Pazar

Futbol Kürtçe de Futbol Demektir..

İki arada bir derede kalmışların ellerinden çıkan yazıların konuları da bir türlü çıkış yolu bulamaz. Onlardan birisi olarak 24 yıllık hayatımın üçer beşer senelerini farklı farklı illerde geçirdim. Doğduğum ve kendime memleket bellediğim Adana'nın dışında beş senemi Diyarbakır'da dört senemi de Malatya'da geçirdim. İki arada kalmışlıklarımı da işte buralarda yaşadım. Ne onlardan olabildim ne de bana ait bir biz vardı. İnsanlarla ortak bil dala tutunma adına futbola gönül verdiğimiz çocuk yaşlarda tanımaya başladım işte bu yazının konusunu; Kürt futbolunu...

Kürt kelimesinin bile rahatlıklar kullanılamadığı bir ülkede bazı şeyleri göze alarak kaleme bu satırları yazdırmak lazım. 2009/2010 sezonunda lige veda eden Diyarbakırspor'un bayrağının tutturulmaya çalışıldığı Kürt futbolu halen kimlik sahibi değil. Diyarbakıspor da zaten son tecrübesinin ardından gelen süreçte toparlanması zor bir hal aldı. Ligdeyken rakip takım tribünlerinden maruz kaldıkları faşist saldırılar ve bir süre sonra verdikleri aynı düzeydeki karşılıklar, kimi zaman da provokasyona kapılmaları nedeniyle zaten saha içinde oynanan futboldan çok saha içine giren taraftarları ile gündeme geliyorlardı. Türk futbolunun ve milli takımının ön libero ihtiyacının %75'ini karşılayan Kürt futbolu kendi kimliğini, kültürünü de yaşayabildiği gibi ancak uzak diyarlarda bulabiliyor.

İsveç üçüncü liginde mücadele eden, 2004 yılında Mardinli Ramazan Kızıl tarafından kurulan Dalkurd da onlardan birisi. Adını bağlı olduğu Dalarna bölgesi ve malum Kürt kelimesinin birleşiminden alan bu takım kadrosunda İsveç vatandaşı altı tane de Kürt (Mardinli) oyuncu bulunduruyor. Bir dönem İsveç birinci ligine kadar yükselen Dalkurd, arması ve renkleri nedeniyle malum çağrışımları ve Milliyetçi kesimi rahatsız edecek refkleksleri harekete geçiriyor. Bu yüzden de sanırım son olarak Van depreminde bölge halkına 100 bin euroluk yardım yapan kulübün basın ile ilişkisi de yüksek ihtimalle aynı nedenden dolayı pek sıkıfıkı (!). Biz de Beşiktaş ile dostluk maçı yapacağı söylendiği zaman bile "Ne gerek vardı şimdi?" iç ses sorusunu akla getiren Dersimspor'a karşı önyargılar kırılmamışken ya da Türkiye Kupası'nda Galatasaray'la eşleşen Adana Demirspor'a "Siyasi görüşünüzü Adana'da bırakıp gelin" diyen kafalar çalışırken Dalkurd'un ses getirmesi oldukça zor görünüyor.

Bazı konulara girmek içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Kafamdaki bir takım sorulara cevap bulmakta zorlanıyorum. Süper Lig'de uysal Gaziantep şehri dışında neden Güney Doğu takımı olmadığı, Euro 2016'ya aday olan Türkiye Futbol Federasyonu'nun neden Konya'dan ötede bir şehir seçmediği ve neden hala Güney Doğu'nun her takımının taraftarı için "PKK dışarı!"?

Varsa bir bilen geri gelsin...