9 Ocak 2011 Pazar

Futbol Fena Halde Savaşa Benzer


Dar alanda kısa paslaşmaların efsane sözüdür "hayat fena halde futbola benzer." Yazıya bir başlık ararken zihnim hiç zorlanmadan, bu söz geldi aklıma ve direk çarpıtıp koydum başlığı. Futbolu bir şeylere benzetme adeti, daha doğrusu her şeyi bir şeye benzetme adeti, en sevdiğimiz huyumuzdur.Ancak bu sefer gerçekten futbolu Pascal Boniface'in da yaptığı gibi fena halde savaşa benzeteceğim.

Savaş düşünün.Karşı karşıya iki ülke.İki askeri güç.İki futbol takımı ele alın.Askerleri vardır orduların, o kadar yüklüdür ki zihinleri ve yürekleri gerekirse ölmeyi göze alırlar.Savaşlarda zaten ölmek gerekir."Bu forma için gerekirse canımı veririm" diyen kaç futbolcu duymuş,izlemişizdir.Gerekmediği halde ölmeyi göze almıştır.Gerekmediği halde saha içinde üzerinde forması can veren futbolcular için üzülmüşüzdür.Askerlerin üniformaları vardır.Sahada yığılan bedenlerin üzerilerindeki formaları daha sonra tabutlarına , takımlarının bayrakları ile örtülür.Şehit olan askerin ülkesinin bayrağı gibidir aynen.Komutanlar savaş taktikleri belirler.Saldırıyı nereden yapıp nerede düşmanı karşılayacaklarına dair.En güçlü oldukları yere göre belirlenir bunlar.Savunmada iyi ise geride karşılayıp, kontra-atak ile gâlip gelmeyi planlar birçok futbol takımı da.Antrenörleri vardı takımların.Taktik belirler ve onları harfiyen uygulamalarını isterler.Eğer istenildiği gibi gitmezse işler, savaşlar ve maçlar ; kaybedilir.


Maç düşünün.Amaç bellidir.Karşısındakini yenmek için mücadele ederler.Varlarını yoklarını koyarlar ortaya.En yetenekli oyunculara gönderilir toplar.Belki bir duran top ile defanstaki uzun boylu oyuncu ileri çıkar, gol arar.Komutanın emri ile teknolojinin son ürünü bir uçak düşman safhasına gönderilir, gider, bombasını bırakır, görevini yapar.Golünü atar geri döner defansa.Sevincini taraftarları ile paylaşır.Taraftarlar toplanır.Futbol oynamayanlar ancak takımlarının kazanmasını delicesine isteyen gerekirse onların bu uğurda neleri var neleri yok ortaya koymasını isteyen insanlardır.Halklar mücadele ister.Kazanılacak şey ne ise onu kazanmalı ordu.Çünkü kaybedilecek belki bir toprak, belki şereftir.Bir maçta alınacak yenilgi sonrası iş yerinde alay konusu olmak istemez taraftar.Gururla formasını giyip sokağa çıkmak ister.Çocuğuna gururla takımının formasını alıp giydirir.Resmi geçitlerde üzerinde minik askeri kıyafeti ile selam çakan çocukla, belkide aynı çocuktur o.

Savaş alanı düşünün.Karşı karşıya duran iki cephe vardır.Cephenin en önünde en saldırganlar.Arkada bir kaleyi koruyanlar.Takımın kalecisi ve forveti vardır.Forvet ilk düdükle birlikte saldırıya geçer.Kaleci sakindir, kendisinin görevi rakibin göndereceği topları kaleye girmekten korumaktır.Savunmacılar vardır.Devasa topların kalenin duvarlarına vurup delmesini, düşmanın içeriye sızmasını engellemek için.Eğer top kaleye girerse, mücadelenin kaybedilmesi an meselesidir.İkisi içinde.


Saha düşünün.Alanlar çizgilerle bellidir.Onun dışında müdahaleler geçerli değildir.Ülkelerin sınırları vardır.O sınırların dışına çıkarsanız savaşa başkalarını da dahil etmiş olursunuz.İşler sizin için daha da zorlaşır.Oyunun kuralları vardır.Kuralları olduğu kadar etikleri de vardır.Savaşta düşmanın bile olsa etik duygular vardır.Eski zaman savaşlarında , cesetlerini toplamak için iki devlet savaşa ara verirlermiş.Devre arası vardır maçta.Yeni taktikler belirlenir,maça devam edemeyecek oyuncular değiştirilir.

Takımları düşünün.Kendi bayrakları vardır.Formaları, logoları, başkanları, kaptanları, taraftarları.Onlar için verildiği iddaa edilir tüm bu mücadele.Devletlerin de halkları vardır."Biz ne yaptıysak sizin için, siz mutlu olun" diyedir tüm mottoları.Belki iki ülkenin yöneticilerinin, asker olan insanlarının arası çok iyidir ama milletler anlaşamaz.Ve savaşırlar.Başkanlar beraber yemek yer.Futbolcular aynı deniz kenarına gider, tatil yaparlar.Ama taraftarlar duramaz, birbirlerini öldürecek kadar nefret ederler.Maç yaparlar.Ve futbolcular birden taraftar olur.Tıpkı iki kardeşin karşı saflarda birbirlerini silah çekip , mermi gönderdiği gibi.

Savaş ve maç düşünün.Birinde siz istemeseniz de ölürsünüz.Kimi zaman ne uğruna öldüğünüzü bilmeden.Birinde ise kimse ölsün istenilmez.Tek istenen, 3 tane direğe bağlanmış iplerden oluşan bir şeyin arasına olabildiğince fazla o yuvarlak nesneyi sokmak ve sonunda taraftarı olduğu takımın galip gelmesidir.

Evet, futbol fena halde savaşa benzer.Bu yüzden savaşlara gerek yoktur.Futbol bize yeter.


Hiç yorum yok: