5 Haziran 2011 Pazar

Arjantin'de Bir "El Turco"

Şimdi düşünün , bir akşam (saat farkı nedeniyle sabaha karşı demek daha mantıklı sanırım) Arjantin Apertura liginden bir maç izlemek üzere televizyon başına oturdunuz. Atmosfer mükemmel. Tribünler tıklım tıklım, bir yandan davullar ve ziller eşliğinde şarkılar söylenirken bir yandan da gündüz güneşinin vurduğu zemin üzerinde konfetiler var. Takımlar sahaya çıkıyor ve kameralar bir anda ev sahibi takımın teknik direktörüne dönüyor. O da ne? Adamın elinde bir tespih, boynunda poşu. Kim bu adam, neden bize çok tanıdık gelen bu takıları kullanıyor? Eğer izlediğiniz maç İndependiente maçıysa o zaman bu adam Antonio “El Turco” Mohamed’den başkası değildir.

Antonio Ricardo Mohamed Majitevich . Hadi Antonio Ricardo kısmı tamam bir Arjantinli için uygun ama bu Mohamed nedir ? Bunun cevabını vermek için biraz eskiye 19. yüzyıla kadar dönmemiz gerekiyor. 19. yy’da Osmanlı topraklarında yer alan Arap dünyasından , özellikle Suriye, Lübnan ve Filistinli birçok Osmanlı vatandaşı Birinci Dünya Savaşı sırasında topraklarından göç edip uzak diyarlara , Güney Amerika’ya kadar gitmek zorunda kalmışlar. Özellikle Brezilya, Şili, Peru ve Arjantin’e yerleşen bu Osmanlı vatandaşları günümüzde de hâla kökenlerinden kalma alışkanlık ve geleneklerini sürdürmektedirler. Aynı zamanda bulundukları ülkelerde yaşayan vatandaşlar tarafından “El Turco” lakabını alacak kadar da bağlıdırlar geçmişlerine. Sanmayın ki sıradan insanlardır bunlar Arjantin eski başbakanı Carlos Menem de kökenleri Suriye’ye dayanan bir El Turco’dur. Ama biz siyaseti tamamen olmasa da biraz kenara bırakıp Arjantin futbolunun El Turco’sunun hikayesine dönelim.

Hikayemiz Huracan’da Başlıyor

Dünyanın “April Fool’s Day” , bizim de “1 Nisan Şakası” dediğimiz günün ardından, 2 Nisan 1970 yılında dünyaya gelmiş Mohamed. Arjantin’in başkenti Buenos Aires de doğmuş olmasına rağmen şehrin iki büyük takımı olan ne River Plate ne de Boca Juniors taraftarı olmadı. Bir dönem Boca forması giydi ama hiçbir zaman taraftarı olmadı, onun aşkı her zaman Huracan idi. Futbola Velez Sarsfield altyapısında başladıktan sonra 88 yılında ilk göz ağrısı Huracan formasını sırtına geçirdi. Şortunun altına giydiği enteresan taytlar ile dikkat çeken forvet oyuncusu Mohamed, 3 sene giydiği kırmızı – beyaz formayı ( zaman zaman mavi – beyaz) toplamda 120 maç ıslatıp Arjantin’in ağır ağabeylerinden Boca Juniors’a transfer oldu. Ancak orada pek de istediği performansı sergileyemedi rakip savunma önünde. En iyi performanslarını Huracan’da 41 gol , 93-98 yılları arasında formasını giydiği Meksika takımı Toroz Neza’da da 40 gol atarak gösterdi Osmanlı kökenli forvet oyuncusu. Futbolunun son yıllarını da yine Meksika’da sürdürdü ve 2003 yılında Zacatepec’de bıraktı futbolu.

Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlüğe soyundu. Yine ilk adımlarını Huracan ile atma kararı aldı ve Huracan’ın başına geçti. Ancak aynı sezon takımdan ayrıldı ve bu sefer futbolcu olarak son sezonunu geçirdiği Meksika takımı Zacatepec’in teknik adamı oldu. Orada da 1 yıl kalabildi. Futbolculuğu döneminde Meksika liginin çok önemli takımlarında oynayan ve iyi bir intiba bırakan El Turco, bu ülkenin ekmeğini yıllarca yemeye devam etti. 2004-2007 arası sırasıyla Morelia, Queretarı ve Jaguares de Chiapas takımlarını birer sene çalıştırdı. 2006 yaz başında Chiapas ile sözleşmesini sona erdirip Meksika’nın bir başka önemli takımı , Rene Higuita (meşhur akrep vuruşunun sahibi kaleci), Blanco ve Luis “Gerçek” Hernandez (Gerçek lakabını ben verdim çünkü Hernandez denince akıllara artık Chicharito gelmeye başladı) gibi isimlerin formasını giydiği Veracruz ile anlaştı. Bu anlaşmanın sevinci ile küçük oğlu Faryd’i de yanına alıp Almanya’ya Dünya Kupası heyecanını yaşamaya doğru yola çıktı. Ancak pek de hoş olmayan hatıralarla geri dönecekti.

Bir Trafik Kazasında Oğlunu Kaybediyor

El Turco , 9 yaşındaki oğlu Faryd Mohamed ile beraber Almanya’da düzenlenen 2006 Dünya Kupasını seyretmeye gitti. Almanya’da bulundukları araçla bir trafik kazası geçirdiler ve ne yazık ki oğlunu bu kazada kaybetti. Kendisi de bacağından ciddi şekilde yaralandı ve yürüyemez hale geldi. Ayrıca eşi Patricia Mohamed de büyük bir travma geçirdi ve aylarca psikolojik destek almak zorunda kaldı. Bir zamanların etkili forveti , tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat mı sürecekti? Çok zaman geçmeden ülkesine geri döndü. Huracan için boşuna vazgeçemediği aşkı dememiştik. Ülkeye dönüşünde binlerce Huracan taraftarı onu havaalanında karşıladı. Basın mensuplarının ilgisi de çok fazlaydı. Bu kaza sonrası kendisini Huracan taraftarlarının da desteği sayesinde çabuk toparlayan ve tekerlekli sandalyeden de kurtulan Mohamed, El Turco lakabının yanına artık bir de “Fuerza Turco” yani “Güçlü Türk” lakabını almış oldu. Dünya üzerinde birçok dilde kullanılan “Türk gibi güçlü” deyimi (Fransızların çok sigara içenlere “fumer comme un turc” demesi de bundan gelir.) Arjantin halkı tarafından da kullanılmış oluyordu böylece. Kaza sonrası Veracruz takımından ayrıldı ve iyileşmesinin ardından Arjantin’de çalışmak istediğini açıkladı. Bu sıralar henüz koltuk değnekleri yardımıyla yürüyebilen spor adamının, bir takımda görev almasına zor gözüyle bakılırken Colon de Santa Fe ona inandı ve takımı emanet etti. O da bu güveni boşa çıkartmadı ve tam üç sezon Colon’un başında kaldı. İlk geldiği günlerde Colon adına başarılı maçlar çıkarsa da daha sonraları azalarak artan ve en sonunda başarısız denebilecek bir seviyeye geldi. Bunda medyanın kendisine olan ilgisinin artması sonucu, takımından çok kendisiyle ilgilenmesinin etkisi olduğu söylentiler arasında. Aslında baktığımız zaman, daha önceleri eşofman ya da tshirt ile maçlara çıkan Mohamed’in daha sonraları , son moda atkılar, İtalyan kesim takım elbisler, kepler, kabanlar giyinmesi gözlerden kaçmıyordu. Tüm bunların sonucu olarak Colon art arda maç kaybetmeye başladı ve 2010 yılında buradaki görevinden ayrılarak İndependiente’nin başına geçti. Bir dönem formasını da giydiği İndependiente’nin halen teknik direktörü durumunda ve gerek takım gerekse taraftarlar tarafından destekten mahrum bırakılmıyor.

Adına Açılan Türkçe Pankart

Avellaneda derbisi olarak bilinen İndependiente – Racing Club maçlarına da çok önem veriyor Mohamed. Şimdiye kadar hiçbir takımla Racing’e karşı maç kaybetmemiş. En son 2010 yılında oynanan maçta da İndependiente taraftarları, İnfierno Rojo (Kırmızı Cehennem) adlı internet sitelerinde organize olup maçta Türkçe “Bizim Çocuklar” yazılı pankartı açıp Mohamed adına bir de t-shirt bastırarak, ona olan sevgilerini de ortaya koydular. Şimdi El Turco’nun yapması gereken tek şey bu sevginin karşılığını sahada oynatacağı futbol ile onlara vermek.

Futbol Extra Mayıs sayısında yayınlanmış yazımdır.

Hiç yorum yok: